Katran/Tüy'ün ilk selamını 2016'nın ödüllü filmi Room'un açılış repliğinden, sevimli Jack'in kelimeleriyle vermek doğru olur diye düşündüm.
Senaryo ile ilgilenen çoğu insan zaman zaman klostrofobik bir hisse kapılır. Başarabilecek miyim, bu küçük odanın içinde yazdıklarım bu odadan dışarı çıkacak mı, dışarıdakiler beni kendi dünyalarına kabul etmeye razı olacaklar mı gibi sorulara gömülür. Evet, okurdan çok yazarın olduğu bir coğrafyada, yazıya gerçekten emek verenlerin çoğu zaman gölgede kaldığı bir zamanda yaşıyoruz. Yazdıklarımızı sunmak, birini onları okumaya, hele ki çekmeye razı etmek çok zor, bolca şans (gelin adını koyalım, aslında doğru insanları tanıma) işi.
Ancak yine de yazıyla, hele ki senaryo gibi diğer yazın türlerinin aksine tek başına anlam ifade etmeyen, yalnızca kolektif bir çalışmanın ürünü olarak hayat bulabilen bu uğraşla ilgilenmeye yılmadan devam edelim. Dersimizi iyi çalışır, zanaatimize hakim olursak, şans bizi bulduğunda hazır kıta bekliyor oluruz. Aksi halde şansın uğrayacak başka kapılar arayacağına eminim.
Öyleyse Katran/Tüy bizim tavandaki penceremiz (Skylight) olsun, yazdıklarımızı bir gün dış dünyada görücüye çıkarmaya hazır olalım. Burada izlediklerimiz, okuduklarımız, tecrübe ettiklerimiz yer alsın. Burada senaryoya dair, pahalı dersler ve kalabalık atölyelerden damıttığımız minik teorik bilgiler bulunsun.
Şimdi bir kez daha, katran ve tüye bulanmayı göze alabilen herkese merhaba!
Melih