vatanım sensin

Tretman ve Montaj-Sekans Sahneler Üzerine - I

Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba.

Malum, MF Yapım bünyesinde drama danışmanı olarak çalışıyorum şu sıralar ve bu da bana blogu aksatmak için tatlı bir bahane sunuyor. Ancak bugün değil. Zira bugün bana eposta ile gelen bir soruyu cevaplamak için buradayım. Soru kabaca bir tretman pratikte nedir ve montaj-sekans nasıl yazılır şeklinde iki parçadan oluşuyordu. Bu gönderide ilk soruya, yani tretman meselesine cevap vereceğim. Montaj-Sekansı da artık kısmetse en yakın zamanda…

Şimdi… Dekupaj/çekim senaryosu ve sinopsis ile tretman arasındaki farkın bilindiği ön kabulüyle başlayacağım.

TRETMAN (nam-ı diğer GELİŞTİRİM SENARYOSU) senaristin (olağanüstü bir durum olmadığı sürece) kendisi yahut ekip arkadaşları için yazdığı, sinopsis ve senaryo arasında köprü görevi gören, aynı senaryo gibi sahne başlıklarından oluşan ve senaryo sahnelerinin diyalogsuz dökümü olarak tanımlayabileceğimiz bir öykü özeti, bir yol haritasıdır. Tüm senaryo yazımı tecrübesi boyunca da senaryonun kendisine en yakın formdur. Tretmana bir sahnede gerçekleşecek “hareketin” ve hakim duygunun ekseriyeti yazılır, harika bir cümleyi unutmamak için notlamak dışındaki ender istisnalarda da replik kullanılmaz. Peki, senaryonun olay örgüsü kronolojisiyle yazılan tretmanın ne faydası var?

  1. Yüzden fazla sayfa tutacak senaryonun ortasında yolu kaybetmemek ve elinde bir haritayla yola çıkmak demek bir tretman yazmak. Karanlık bir ormanda ay ışığının, dalgalı bir denizde, deniz fenerinin kıymetini hepimiz tahayyül edebiliriz sanırım.

  2. Senaryo safhasına geçmeden önce bilhassa tempo ile ilgili eksikleri görme fırsatı yaratır. Tretmanı okuduğunuzda bloklar arasında bir kopukluk var mı, ana hikayenize uzun bir süre ara mı verdiniz, başrolünüzü unuttunuz mu, arka arkaya ağır sahneler birbirlerinin duygusunu mu boğuyor, tüm bunları sahnelemeye geçmeden görebilirsiniz. Matematikte sağlama var ya, öyle.

  3. Ekip işlerinde tretmanı ve sahneleri/diyalogları yazan kişiler farklı olacağından tretmansız olarak senaryo yazmak namümkündür. Özellikle dizilerde tretman hem bölümün hem de revizyonların isabetli ve hızlı kotarılmasını sağlayacaktır.

Velhasıl kötü tretmandan iyi bölüm çıkması oldukça zordur, tretmana harcanan emek bölüm/film yazarken rahatlık olarak geri dönecektir diyebilirim. Şimdi de tretman denen formun iki tipinden bahsedeyim:

Amiyane (biraz da sektörel) adıyla BETON ya da KAPALI TRETMAN ve AÇIK TRETMAN…

Kapalı tretman 15-30 sayfa aralığında, senaryodaki sahne sayısına eşit sayıda sahne (başlığı) içeren, diyalogsuz bir hareket dökümüdür. İyi yazılmış bir beton tretman maddesinden her senarist doğru şeyi anlar ve sahnelemeyi becerisi ölçüsünde gerçekleştirebilir. Bu kendi işinizi kolaylaştırmak için yahut ekipte sahne yazacak arkadaşlar vakit kaybetmeden iş yapabilsin diye kullanılan bir yöntemdir. Dizilerin neredeyse tamamında bu tip tretmanlar kullanılır. Zordur ama etkindir.

Açık tretman ise genellikle kişinin kendisi için kaleme aldığı, bir didaskalya formundan çok öykü anlatan bir halde yazılmış bir dokümandır. Aklınızda baştan sona kurduğunuz bir film var, ancak yine de size yol gösterecek ufak işaretçiler istiyorsanız kendinize sahne sahne değil sekans sekans hatırlatmalar yapacak bir tretman yazabilirsiniz. Akışı perdelere bölerek sadece sekansları not alarak hazırlanan tretmanlar da vardır. Bu tretman tipinde her tretman maddesi bir sahneye karşılık gelmez, birden fazla sahneyi tanımlar. Yine bir farkı da kapalı tretman gibi her şeyin açıkça yazılmayışı, anahtar olay ve duyguların notlanışıdır.

Gelelim istisnalara…

Yazının başında tretmanın (olağanüstü bir durum olmadığı sürece) senaristin kendisi yahut ekip arkadaşları için hazırladığı bir dosya olduğunu söylemiştim. Bu açıdan tretman senarist ve ekibinin gözleri içindir sadece, onların özelidir. Dolayısıyla senaryonun açığa çıkmasını kolaylaştırıyorsa ister açık ister kapalı yazar, ister içine replik hatta diyalog ekler, isterse de smileyler koyar. Herkes öldürür mü sevdiğini bilmem ama yazar tretmanını, kimi beş sayfa yazar kimi elli beş sayfa, kimi sahne başlıkları yazar, kimi hikaye. Burada nihai amaç kendi işini kolaylaştırmasıdır ekibin. Bu birinci istisna… Peki ya o olağanüstü durum gerçekleşirse?

Özellikle yerli dizi sektöründe uzun dizi süreleri ve doğru programlanmamış senaryo süreçleri zaman zaman set ile senaryo arasındaki çekim süresi boşluğunun sıfıra inmesine sebep oluyor. Bu da demek oluyor ki, senaryo sete gittikten birkaç saat sonra bizzat o bölümün çekimi başlayacak! Çoğunlukla çekimler süresince de revizyon dahi yapılacak. İşte bu gibi acıklı durumlarda çekim takviminin aksamaması, setin çekim programı hazırlayabilmesi, mekan, kostüm, yasal izinler gibi meseleleri çözebilmesi için sete tretman yollanması gerekebilir. Sahne başlıkları, dolayısıyla mekanları, sahne içi genel aksiyonları dolayısıyla kostüm ve (varsa) koreografisi belirlenmiş tretman, setin hemen işe koyulmasını sağlayacaktır. Böyle bir durumda, tretmanı hazırlık yapan set ekibi de okumuş olacaktır. Kamera önü ya da arkasında çalışan kimsenin bu duruma düşmemesini yürekten dilerim.

Buraya yerli ve yabancı tretman örnekleri bırakmadan evvel iyi tretman yazmak için kullanışlı bir egzersiz önereyim. Herhangi bir film sahnesini izledikten sonra tretman maddesi formunda diyalogsuz olarak kağıda dökün. Kendiniz ve filmi izlemiş bir başkasına okutun. Eğer o sahneye benzetebiliyorsa, tamamdır.

İlk tretman örneği: Maymunlar Cehennemi

İkincisi bir sekans tretman taslağı: Big Fish

Sonuncusu ise bizim yazdığımız bir dizi bölümünden. Büyük bir revizyon yaptığımızdan çoğu çekilmemiş olan bir bölüm: Vatanım Sensin

Eveeeet, kabaca durum bu. Atölyede uzun saatler boyunca konuştuğumuz bir meseleyi bir gönderide ancak bu kadar anlatabildim. Umarım faydalı olmuştur, bir sonraki blog gönderisinde görüşmek üzere, sevgiler!

Vatanım Sensin Başlıyor

Vatanım Sensin, ikinci sezon ilk bölümüyle 9 Kasım Perşembe akşamı Kanal D ekranlarında olacak. İlk bölüme ait iki fragmanı aşağıdan izleyebilirsiniz.

Sıkı çalıştık, çalışıyoruz, umarım sonucu siz de beğenirsiniz. Perşembe akşamı 20:00'de görüşmek üzere!

Vatanım Sensin

Merhaba!

Güzel haberlerle karşınızdayım! Kanal D'nin sevilen dizisi Vatanım Sensin, ikinci sezonda dört kişilik senaryo ekibimize emanet. Uygar Şirin, Deniz Gürlek, Melek Seven ve benden ibaret ekiple malum olacağı üzere daha önce Poyraz Karayel ve Anne dizilerinde kalem sallamıştık.

Temmuz ayından bu yana gece gündüz çalıştığımız yeni projemiz Vatanım Sensin'in ikinci sezonunda ise artık yavaş yavaş geliyoruz. İkinci sezon için yazdığımız ilk tanıtımı aşağıdan izleyebilirsiniz.

Vatanım Sensin, pek yakında, her Perşembe akşamı Kanal D'de olacak! Yeni hikayelerimize bekliyoruz!