film

Senaryo Atölyesi: İlk Haftanın Ardından

10 Kasım Cumartesi günü, senaryo atölyesinin ilk oturumunu gerçekleştirdik. Sekiz katılımcıyla beraber güzel bir öğrenme tecrübesi yaşadığımızı düşünüyorum. İlk hafta itibarıyla her şey yolundaydı. Katılımcılara teşekkürler!

Ben de ikinci haftanın hazırlıklarına başlamak üzere ofise geldim. Size de nerede çalıştığımızı göstermek istedim. İyi haftalar!

20181112_131018~2.jpg


Senaryo Atölyesi

Merhaba!

10 Kasım Cumartesi günü bir numaralı senaryo atölyemize başlıyoruz. Sekiz katılımcı ve bendenizden oluşan ekibin kah eğlenip kah öğreneceğini umut ediyor, ilk elin günahı olmaz diyorum.

Altı hafta boyunca cumartesi günleri 12-15 saatleri arasında gerçekleşecek ve mümkün oldukça sektörde çalışan isimlerin de konuk olup tecrübelerini paylaşacağı atölyeyi 2019 Şubat’ında ve mümkünse yılda üç defa tekrarlamayı amaçlıyorum. İkinci atölyeye beklerim!

Sunset Boulevard ve The Great Gatsby

"Buraları çok boşladığı için özür dileyen şık bir cümle"

Özrü hallettiğimize göre konuya geleyim. Bunca zamandır nasıl gözümden kaçmış bilmiyorum, çok sevdiğim iki filmin son sekansları arasında müthiş bir benzerlik fark ettiğimde coşkuyla doldum. Billy Wilder'ın sinema klasiği Sunset Bulvarı ve Baz Luhrmann'ın vasat Muhteşem Gatsby uyarlamasından bahsediyorum. Belki sizler biliyorsunuzdur, eğer öyleyse çocuksu heyecanımı bağışlayın ancak ben habersizdim ve iddia ediyorum Luhrmann, Wilder'a yaygın tabiriyle "selam çakmış".

Önce Sunset Bulvarı, ardından Muhteşem Gatsby şeklinde sıraladığım görselleri karşılaştırdığınızda ikna olacağınızı düşünüyorum. Zaten Billy Wilder filmlerinde gözünü hırs bürüyen erkekler ölmeden hikaye bitmiyor gerçi ama Jay Gatsby, Norma Desmond gibi yaşayıp Joe Gillis gibi gidiyor diyesim bile var. Şöyle buyrun:

Senaryo ile başlayalım, basın diyor, magazin diyor:

sbscript.jpeg
tggscript.jpeg

Vurulma anlarına geçelim:

sbfall.jpeg

Cinayet mahallinden yaşananları haber verişler:

Görüşmek üzere, kaçtım!